Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Manisa mitingi öncesinde, kürsüye çıkarak konuştu ve “Cumhurbaşkanımızın daveti ile kendi güzel şehrimize geldim” dedi ve söylediği;” AK Parti’nin gönüllü bir temsilcisi olarak huzurlarınızdayım. Cumhurbaşkanımızın buraya geldiğinde benim size söylemek istediğim şey, “ Bana gösterdiği vefanın 10 mislini Sayın Cumhurbaşkanımıza da onun partisine de gösterecektir. ” sözleri oldukça dikkat çekti.
Hepimiz nasıl bilirdik? Bülent ARINÇ‘ı;yeri geldi mi cesaretle doğruları dile getirir ve kral çıplak diyebilecek kadar omurgalıdır.
AKP‘nin kurucu dört liderinden birisidir ARINÇ.
AKP de, sözlerinin bir değeri olan, korkusuzca doğruları söyleyebilen ağır abi olarak ünlenmiştir Bülent ARINÇ.
Zaman zaman, bozuk bir saatin de günde iki kez doğruları göstermesi gibi, doğruları söyleyerek bir çıkış yapar, ama sonunu asla getiremez, söylediği doğrulara sahip çıkamaz. Saman alevi gibi yanar ve söner. Kale önüne kadar gelip şut çekemeyen ve golü atamayan bir futbolcu gibidir kendisi.
Aslında, ERDOĞAN, AKP içinde, eşitlerin birincisi konumunda iken, AKP‘nin kurucu dört liderlerinden biri olan ARINÇ ve diğerlerinin pasifliği ve ilkesizliği nedeniyle, ERDOĞAN, AKP içinde sivrilmiş, kuruluşundan bugüne kadar partinin genel başkanlığını kimselere bırakmamış, bugün gelinen noktada, AKP‘nin tek sahibi konumuna gelerek, AKP‘yi bir şahıs partisi, ERDOĞAN‘ın tapulu malı haline getirmiştir.
Kumpas mağduru olarak yurt dışında yaşamak zorunda kalan AKP‘nin kurucularından, ERDOĞAN‘ın özel kalem müdürlüğünü yaparak çok yakınında bulunan, eski AKP milletvekili Turhan ÇÖMEZ ile Bülent ARINÇ‘ı mukayese edersek, aralarında dağlar kadar farklar olduğunu, hemen görürüz.
Turhan ÇÖMEZ aklanarak, halen doktorluk yaptığı ve ikamet ettiği İngiltere’den sık sık ülkemize gelerek televizyonların, özellikle muhalif televizyonların programlarına katılarak, haklı gerekçelerini de sunmak suretiyle, kurucusu olduğu AKP‘yi ve ERDOĞAN‘ı, yeri geldiğinde eleştiriyor ve yerden yere vuruyor, üç (Y)’i, yani yoksulluk, yolsuzluk ve yasakları önlemek için iktidara gelen AKP‘nin bugün gelinen noktada, yoksulluk, yolsuzluk ve yasakların odağı haline geldiğini ve önümüzdeki seçimlerde oyunun muhalefet partilerine ait olacağını açıkça beyan edebiliyor. Bu beyanlarıyla, yolsuzluğa, yasaklara ve yoksulluğa neden olan AKP‘nin sorumluluğuna ortak olmayacağını açık yüreklilikle ifade edebiliyor, omurgası dik, cesur ve mert bir insan olduğunu, kalitesini, kamuoyuna gösteriyor, Turhan ÇÖMEZ.
Bülent ARINÇ’a gelince, fazla bir şey söylemeye gerek yok, bakınız bugün AKP ve ERDOĞAN için söylediği övgü dolu sözlere.
ARINÇ diyor ki;”. . . bugüne kadar AK Parti’ye nasıl sahip çıktıysanız, bütün bu hizmetlerin içerisinde nasıl emeğiniz geçtiyse; bundan sonra da aynı vefayla, aynı sadakatle Sayın Cumhurbaşkanımızın ve onun partisinin liderliğinde bu yapılan hizmetlerin hepsine topluca sahip çıkmamız gerekiyor. Manisa vefalıdır. Bana gösterdiği vefanın 10 mislini Sayın Cumhurbaşkanımıza da onun partisine de gösterecektir. ”
ARINÇ bu beyanlarıyla; AKP‘nin ülkede yarattığı, yasaklara, yolsuzluklara ve yoksulluğa sahip çıkıyor, özellikle” Manisa vefalıdır. Bana gösterdiği vefanın 10 mislini, Sayın Cumhurbaşkanımıza da onun partisine de gösterecektir” demek suretiyle, Manisalılardan AKP‘ye oy vermelerini, bir yerde yoksulluğa, yolsuzluğa ve yasaklara destek olmalarını, sahip çıkmalarını talep ediyor.
ARINÇ; konuşmasında;”vefanın 10 mislini Sayın Cumhurbaşkanımıza da onun partisine de gösterecektir. ”demek suretiyle, kendisinin de kurucusu ve kuruluş aşamasında ERDOĞAN ile eşit konumda olduğu AKP‘nin; ERDOĞAN‘ın partisi olduğunu, onun şahsi ve tapulu malı olduğunu adeta itiraf ediyor.
İşte, bir tarafta, AKP‘nin kurucularından ve eski milletvekillerinden, ERDOĞAN’ın çok yakınında bulunmuş Turhan ÇÖMEZ, diğer tarafta da, yine AKP‘nin kurucu dört liderinden birisi olan Bülent ARINÇ‘ın, bugünkü AKP hakkındaki tutumları ve beyanları, ne kadar farklı değil mi?
Birisinde kalite, dürüstlük, omurga, siyasi ahlak ve ülke severlik ön plana çıkarken diğerinde ise, dilim varmıyor yazmaya. Okurların yorumuna bırakıyorum.
Güner Yiğitbaşı
21/08/2022
Hukukçu