GİRİŞ
Küreselleşme, çağdaş toplumsal yaşamın her boyutunda ve dünya çapında bağımlılığın artması, derinleşmesi ve yayılması olarak tanımlanabilir (Held vd., 2009: 132). Bu süreç, “yerel oluşumların uzak olaylar tarafından şekillendirilmesi ya da uzak yerellikler arasındaki bağlantıların güçlenmesi” olarak da ifade edilebilir (Giddens, 2009: 161). Küreselleşme, Bauman’ın (1999: 7) ifadesiyle “hızlı bir slogan, sihirli bir kelime, geçmiş ve gelecek tüm sırların kapılarını açacak bir anahtar” haline gelmiştir. Bu süreç, mevcut ekonomik, kültürel ve siyasi yapılar üzerinde öngörülemeyen değişiklikler getirmekte ve 19. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan İslamcılığı etkilemektedir. İslamcılığın temel amacı, ekonomide, toplumsal yapıda ve siyasette dönüşüm yaratmaktır, ancak bu dönüşümü İslami bir bakış açısıyla gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla, İslamcılık açısından küreselleşmenin sunduğu fırsatlar önemli olmakla birlikte, aynı zamanda küresel dönüşümlerin İslamcılık için taşıdığı riskler de göz ardı edilemez derecede ciddidir. Bu çalışma, İslamcılığın küresel akımlar karşısındaki konumunu ve durumunu, bu akımların getirdiği avantajlar ve dezavantajlar bağlamında incelemeyi amaçlamaktadır. Küreselleşme ve İslamcılık arasındaki ilişkiye odaklanan bu çalışma, İslamcılığın yeni bir dönemde küreselleşme ile şekillenen dört ana soruna odaklanarak varlığını sürdüreceği iddiasını ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, küreselleşme ve İslamcılık kavramları açıklandıktan sonra, İslamcılık açısından ekonomik, kültürel ve siyasi dönüşümün farklı yönlerinin taşıdığı avantajlar ve dezavantajlar incelenecektir. Ancak belirtmek gerekir ki, terminolojik bir sorun olmasına rağmen, bu çalışmada siyasal İslam ve İslamcılık arasında bir ayrım yapılarak, İslamcılık terimi tercih edilmiştir.
I. KÜRESELLEŞMENİN TANIMI
Küreselleşme, ekonomik, politik ve kültürel alanlarda geleneksel sınırların çözülme sürecini ifade eder. Bu süreç, üretim faktörlerinin, mal ve hizmetlerin, yatırımların ve bilgilerin sınırlar ötesinde dolaşımını sağlar. Küreselleşme aynı zamanda farklı kültürlerin etkileşimini artırır, yaşam biçimlerinin ve değerlerin benzerleşmesine yol açar (Eşkinat’dan akt. Demir, 2002: 75). Küreselleşme, postmodernizmin, modernizmin ilerlemeye olan güvenine bir tepki olarak da görülür (Erkızan, 2002: 73). Küreselleşme, ekonomik ve teknolojik boyutuyla ilgiliyken, postmodernizm kültürel ve siyasi boyutunu oluşturur (Örs, 2009: 8-9). Bu süreç, devlet merkezli geleneksel siyaset anlayışını değiştirir ve uluslararası alanda parçalı bir siyasi alanın oluşmasına yol açar. Sivil toplumun güçlenmesi, uluslararası ilişkilerde devletin rolünü sınırlar ve ulusal güvenlik anlayışını değiştirir (Held, McGrew, 2008: 20). Bu durum, egemenliğin bölünebilir ve paylaşılabilir olduğu fikrini güçlendirir (Göktürk, 2006: 399).
II. İSLAMCILIĞIN TANIMI
İslamcılık, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmıştır ve İslam dünyasının moderniteye tepkisi olarak görülür. İslamcılığın temel amacı, Batı’nın etkisine karşı bir İslam devleti kurmak ve İslam’ı yeniden canlandırmaktır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası sistemdeki değişiklikler, İslamcılığı etkiler ve İslamcılar için yeni mücadele alanları oluşturur. İkinci kuşak İslamcılık, İslam devletinin kurulması yerine mevcut devletlerin İslamileştirilmesini hedefler. Üçüncü kuşak İslamcılık, küreselleşmenin merkezi çevre üzerindeki baskısına bir kimlik temelli bir cevap olarak ortaya çıkar. Bu dönemde, İslami inisiyatif oluşturma, kültürel kimliğin korunması ve uluslararası güvenlik algılarına yanıt verme çabaları öne çıkar.
Küreselleşme sürecinin İslamcılığa sunduğu olanaklar ve getirdiği imkanlar şu şekilde özetlenebilir:
- Ekonomik İmkânlar: Küreselleşme ile birlikte ekonomik faaliyetlerin genişlemesi ve sınırların kalkması, İslamcı gruplara ekonomik olarak güç kazanma fırsatı sunmuştur. Neoliberal politikaların uygulanmasıyla birlikte İslami kesimler, ekonomik alanda güçlenmiş ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla siyasi etki alanlarını genişletmişlerdir.
- Siyasal Destek: Ekonomik güçlenme, İslamcı siyasi hareketlere destek sağlamış ve onları siyasi rekabette daha etkin kılmıştır. Ayrıca, İslamcı siyasi aktörler, sisteme içeriden müdahale ederek çıkarlarını en üst düzeye çıkarmışlardır.
- Tüketim ve Kültürel İfade: Küreselleşme ile birlikte çeşitli tüketim ve kültürel seçeneklerin artması, Müslümanların günlük yaşamlarını İslamileştirmelerine yönelik taleplerini karşılamış ve siyasi taleplerini daha fazla vurgulamalarına olanak tanımıştır.
- Uluslararası İletişim: Küresel iletişim ve dolaşım olanakları, Müslümanların birbirleriyle daha fazla etkileşimde bulunmalarını ve küresel topluluklar olarak bir araya gelmelerini kolaylaştırmıştır. Bu da Müslüman toplulukların birbirleriyle daha yakın ilişki kurmalarını sağlamıştır.
- Ulus Devletlerin Zayıflaması: Küreselleşme, ulus devletlerin otoritesini ve egemenliğini aşındırmış ve bu durum İslamcı grupların yönetimlere karşı daha fazla etkinlik kazanmasını sağlamıştır.
- Sivil Toplum Güçlenmesi: Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla İslamcılar, toplumsal etkilerini artırmış ve ulusal ve uluslararası düzeyde politikalar üzerinde etkili olmuşlardır.
Ancak, küreselleşmenin İslamcılığa getirdiği dezavantajlar da göz ardı edilmemelidir:
- Kimlik Bölünmeleri ve Melezleşme: Küreselleşme, İslamcılığın bölünmesine ve kimlik krizlerine neden olabilir. İslamcılar arasında ekonomik, siyasi ve kültürel farklılaşmalar meydana gelebilir.
- Bilgi Kirliliği ve Dejenere Olma Riski: İnternet ve diğer iletişim teknolojileri, İslamcılığın özünün bozulmasına ve radikalleşme riskine yol açabilir. Yanlış veya yanıltıcı bilgilerin yayılması, İslamcılığın doğru bir şekilde anlaşılmasını zorlaştırabilir.
- Terörle İlişkilendirilme ve Reddedilme: Terörizmle ilişkilendirilme ve Batı tarafından reddedilme, İslamcılığın toplumlar tarafından olumsuz algılanmasına ve siyasi etkisini azaltmasına neden olabilir.
Sonuç olarak, küreselleşme İslamcılığı hem olumlu hem de olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak, İslamcılığın gelecekteki rolü, küreselleşmenin nasıl bir yol izleyeceğine ve İslamcı grupların bu değişen koşullara nasıl uyum sağlayacaklarına bağlı olacaktır.