Bir zamanlar belki öyleydi.
Partinin ağır ağabeyiydi.
Şimdi yüzünü dahi görmek istemese de, ERDOĞAN’da kendisine bir zamanlar ağabey derdi.
ERDOĞAN sıcak bakmadığı halde, bu özgül ağırlığından yararlanarak, seçimlerden sonra direndi ve kendisini kerhen de olsa Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı seçtirmeyi başardı, Devlet protokolünün ikinci koltuğuna oturdu ve zaman zaman Meclis Başkanı olarak Cumhurbaşkanlığına da vekalet ederek, vekaleten de olsa Devletin bir numaralı koltuğuna da oturma onurunu kazandı.
Meclis Başkanlığı tercihi, erken ve yanlıştı bize göre, sonradan iki numaralı koltuktan inerek, bakanlık koltuklarına oturdu, bize göre attan inip eşeğe binmeyi kendisine yakıştırabildi.
Aslında, Bülent ARINÇ’ın parti içindeki statüsü ERDOĞAN ile eşitti.
ERDOĞAN; AKP içinde eşitler arasında birinciydi sadece.
Bülent ARINÇ hukukçu kimliğine, birikimlerine ve hitabetine rağmen, ERDOĞAN’ın karizması karşısında aciz kaldı, mum gibi eridi.
Zaman zaman kamuoyunun hoşuna giden çıkışlar yaptı parti içinde, esmese de gürledi.
Hiçbir çıkışının sonucunu getiremedi, eleştirileri semeresiz kaldı, sonunda hep geri çekildi.
Parti içindeki haklı eleştiri ve uyarılarındaki İnandırıcılığını, samimiyetini ve saygınlığını yitirdi.
Bülent ARINÇ, son günlerde yine özgül ağırlığını hatırlayarak konuşmaya, eleştirmeye başladı.
Bülent ARINÇ, dibe vuran ve asla düzelmesi mümkün olmayan AKP’den ne bekliyor hala?
Bülent ARINÇ da biliyor, ERDOĞAN parti
içinde var olduğu sürece, bu vakitten sonra AKP’nin düzelip ayağa kalkamayacağını.
Ama, Bülent ARINÇ, buna rağmen eski alışkanlıkla, çıkışlarına devam ediyor, Bülent ARINÇ klasiklerine bir yenisini ekliyor.
DAVUTOĞLU ve BABACAN’ın gösterdiği feraseti gösteremeyen Bülent ARINÇ’da biraz gurur varsa, kurucusu olduğu ve bugün tanınmaz hale gelen, ülkeyi faşizme sürükleyen AKP’yi eleştireceğine, o gemiden iner, AKP’den istifa eder, köşesine çekilir ve günahıyla sevabıyla anılarını yazar.
Güner Yiğitbaşı
17/06/2022
Hukukçu