Doktoru Öldürmek Vahşettir

Doktoru Öldürmek Vahşettir

Nedense, AKP-RTE iktidarının 20 yıllık yönetiminde doktorlara, sağlıkçılara, avukatlara da çeşitli biçimlerde saldırılar olduğuna tanık olduk. Bu saldırılara neden olan, AKP-RTE iktidarında doktorları, TTB’ni eleştiren yönetimin söylemlerine baktığımız zaman, saldırılara sanki tahrik teşvik varmış gibi bir düşünce insanın aklına geliyor. Şu söyleme bir bakın:

“Doktor benim vatandaşımın emrinde olacak. Benim vatandaşımın emrinde olmazsa o doktor vatandaşa hesap verecek… Giderlerse gitsinler…” diyerek “doktor öldürme bataklığını” AKP’nin kurucusu ve 20 yıllık lideri yarattı. 

Günümüzden sanırım 15 yıl kadar önceydi, doktorların sırada bekleyen hastaların çokluğundan, “20-30 kişiden fazla hastaya bakmamız sıkıntılı oluyor” diye yakınmasını gören vatandaşlar muayene olmak için ısrarla doktorun poliklinik önünde bekleşmeleri, söylenmelerini duyan bir siyasi kişi “doktorlar vatandaşlara eşşek gibi bakmak zorundalar” diye bir laf ettiğini iyi anımsıyorum. İşte böylece doktorları eleştiren siyasilerin doktorlara karşı bu tür söylemleri, cahillerin doktorlara sağlıkçılara karşı saldırmalarına işaret fişeği yakar gibi olduğu sanısına kapılıyoruz. Bu ilkel saldırı modeli ülkeye dayatıldı.

Gaziantep’te 17 Nisan 2012 tarihinde muayene sırası kavgasından hasta yakınının saldırısı sonucu Doktor Ersin Arslan’ın öldürülmesi, Konya Şehir Hastanesi Kardiyoloji Uzman Doktoru Ekrem Karakaya’nın bir güvenlikçi tarafından tabanca ile öldürülmeleri ile birlikte 20 yıl içinde 10 kadar doktor ve sağlıkçılar saldırılar sonucu yaşamlarını yitirmişlerdi.

Doktorlara yapılan bu insanlık dışı öldürme, saldırılara karşı Sözcü Yazarı Necati Doğru şu öneride bulunuyor: “Doktora, sağlık çalışanına saldıran, yumruk atan, küfür eden, terbiyesizlik yapan, bıçak çeken, silah doğrultan, kurşun sıkan bir daha hiçbir hastaneye alınmaz, kapısından içeri giremez, hiçbir sağlık hizmetinden yararlanamaz” şeklinde “kanun tasarısı hazırlamalılar” demektedir.  

Doktoru Öldürmek Vahşettir

Konya’da Kardiyoloji Uzmanı Ekrem Karakaya, görev yaptığı Şehir Hastanesi’nde Yunak Devlet Hastahanesinde güvenlik görevlisi Hacı Mehmet Akçay tarafından tabancayla vurularak öldürüldü. Saldırının ardından aynı silahla intihar eden Hacı Mehmet Akçay’ın, 1 ay önce kalp krizinden yaşamını yitiren annesi Kezban Akçay’ın ölümünden Karakaya’yı sorumlu tuttuğu için olayı gerçekleştirdiği açıklanmıştı.

Bu doktor katili güvenlik görevlisi: H. Mehmet Akçay’ın sosyal medya hesabında, “diyar diyar gezip baş kesen celladım…” notunun yazılı olduğu da açıklandı. Bu “cellad” ruhlu adam güvenlik görevlisi olarak alınırken psikolojik ve ruhsal olarak incelenmemiş midir? Bu “baş kesen” istekli kişiler nasıl güvenlik görevlisi olarak işe alınabiliyor?  Görüldüğü gibi torpil ve liyakatsiz kişilerin işe alımlarında korkunç cinayet ve acılar yaratabiliyor.  Öyleyse coplu, tabancalı iş görecek kimseleri işe alınırken daha özenli olunmalı, “torpil, yandaş” düşünmeden, ruh sağlığı, bilgisi, mahareti daha iyi olan kişileri güvenlik görevlisi olarak işe alınmalıdır.

Sayın Necati Doğru aynı yazısında şunları söylüyor:

“Okumamış adama (yani en alttakine); okumuşa (yani en üsttekine) emir verme” hamlığı ile hoyratlığı son 20 yıl içinde doğdu. Ve bu kaba atmosfer içinde “doktor dövme hakkı” ile “doktor öldürme katilliği” iyice azgınlaştı. 20 yıl önce doktora saldırmak yoktu. Bugün ülkenin okumamışları, okumuşlara savaş açtılar, doktor öldürüyorlar”. Necati Doğru Sözcü

Eskiden 20 yıl önceye kadar doktora saldırmak yoktu, 20 yıllık AKP döneminde doktor, avukat öldürülmeye başlandı.

Bir gün Demetevler Onkoloji hastanesinde muayene sırası beliyordum, bir ara sıralar karıştı, gözü açıklar öne doğru sarktı, haliyle sıra sendeydi bendeydi derken, doktor gürültüden rahatsız olmalı ki, dışarı çıktı hastalara bizlere, “lütfen sıranızı bekleyin sırayla alacağız” falan derken, gürültüler arasında gerilerden bir bıyıklı bıçkın bir adam doktorları kastederek, “dayak yiyorsunuz yine de anlayış göstermiyorsunuz, dayak mı atalım” gibi çok şaşırdığım bir laf ediyordu. 

Doktoru Öldürmek Vahşettir

Giden yıllarda İzmit’te görev yapan doktor Oğlum Celil Cüneyt’i ziyarete gittiğimde, onun çalıştığı hastanenin bölümüne de uğradım. Hastalar sırada muayene için bekliyorlar, ben de doktor babası olarak aralarına karıştım. Sıra beklerken, içerideki doktorun babası olduğumu bir vesile söyledim. Adamın biri, “hemşerim ne bekliyon, madem doktor babasısın gir içeri, ben doktor babası olsam kapıyı vurmadan girerim valla” gibi laflar söylüyordu.  Sıram gelince içeri girdim, sıradan biri, “bravo valla hasta, doktor rahatsız olur diye adam babası içeri girmiyor” diyordu. 

Konya’da öldürülen doktorun acısı daha taze iken, AKP’nin ortağı Devlet Bahçeli de yaraya tuz basarcasına, yangına körükle gidercesine doktorların örgütü “Türk Tabipler Birliği (TTB) kapatılsın” diyor.

Doktor öldürerek cehaletin zirve yaptığı zamanlar görülmedi. Ama 20 yıllık AKP-RTE iktidarında kültür, bilim es geçiliyor, cahillerin ferasetinden medet umuluyor. Ne demişti bu düzenin koskoca profesörü “biz cahillerin ferasetine güveniyoruz” AKP adına konuşuyor. Bakıyorlar ki AKP’nin aldığı oyların çoğunluğu tahsili çok az olanlardan geliyor geliyor, yüksek tahsilli okumuşlar AKP ye oyu vermiyor veya çok az veriyor, bilimin bilginin yayılmasına öncülük yapması gereken, cahil ve cehalete bel bağlıyor, “cahillerin ferasetine güveniyoruz” diyebiliyor. 

Doktorlarımız günümüzde gerçekten zor şartlarda görev yapıyorlar, onlara karşı dikkatli olalım, onlara karşı saygılı olalım, çünkü onlar zor yetişiyor. Doktor öldürmek barbarlıktır, vahşettir. 

Bu dünyada cehalet kadar başka bir karanlık yoktur, öyleyse cehaletle savaşalım, akla bilime sarılalım.

Cevat Kulaksız 

Cevat Kulaksız kulcevat599@gmail.com

Bir Cevap Yazın

siegram sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et