Her sene 3. Mart günü bu konuda makale yazardık, hayatın gailesi içinde dün atlamışız bu önemli günün yıl dönümünü.
Atatürk”ün; Laik Türkiye Cumhuriyetinin temel taşlarından en önemlisi olan, eğitimde yaptığı reformun, dini eğitim ve öğretime son vererek, laik eğitimi tesis etmek amacıyla çıkardığı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkarılışının yıldönümünü kutlama gereği dahi duymuyoruz, bu ülkenin insanları olarak.
Zira; iş başındaki Saray yönetimi, devrim yasaları arasında sayılan ve anayasanın koruması altına alınan bu yasayı delik deşik etti ve unutturdu halkımıza.
Bu iktidar döneminde, çoğu lise, imam hatip liselerine dönüştürüldü, amaç dindar ve kindar karşı devrimci bir nesil yetiştirmek ve millet kavramının yerine ümmet kavramını ve bilincini yerleştirmekti.
Zorlansalar da, bu amaçlarında oldukça başarılı da oldular, maalesef.
Tüm devlet kadrolarını, imam kültürü alan, dinin katı ve dar dogmatik kurallarıyla yetişen, sorgulama yeteneklerinden yoksun, biat eden ve bilim dışı düşünen kişilerle doldurdular, maalesef.
Şimdi, dört mevsimi de yaşayabilen, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri bulunan, sopa diksen yeşeren verimli toprakları ve iklimi olan ülkemizde, tarım ürünlerini dahi ithal eder hale gelmişsek, cari açık veriyorsak, dövize muhtaç hale gelmişsek, her gün akaryakıta fahiş zamlar yapılıyorsa, sanayileşememişsek, artı değer üretemiyorsak, tüm üniversitelerimiz dünya üniversiteleri sıralamasında sonlarda yer alıyorsa ve daha nice aksayan ve geri kalmışlığımızın en önemli nedeni, Öğretim Birliği Yasasının rafa kaldırılarak, dini eğitime öncelik vermemizdir.
Bir gün gecikmeyle de olsa, 3 Mart Laik Öğrenime geçiş Devrimini kutluyor ve Büyük İnsan, Devrimci Cumhuriyetimizin kurucusu ATATÜRK’ü, minnet ve şükranla anıyoruz.
Güner Yiğitbaşı
04/03/2022
Hukukçu