Tez, antitez ve sentezden oluşan diyalektik metod’dan hareket edersek, her tez’in bir antitezi mevcut olup, tez ve antitezin çarpışmasından istediğimiz akılcı yeni bir gerçekliğe ve doğruya, yani senteze ulaşmamız pekala mümkündür.
Durduk yerde diyalektik metodu ortaya atmış değiliz.
Yetersiz, kendi geleceğinden, iktidarını koruyarak soygun ve keyfi hukuk dışı otokratik düzenini sürdürmekten, hazinenin tüm varlıklarını kendi yakın ve yandaş çevresine peşkeş çekmekten başka hiçbir şeyi düşünmeyen iş başındaki iktidar; bu soygun düzenini devam ettirebilmek ve ikidarda kalabilmek için, 2023 seçimlerini şöyle veya böyle mutlaka kazanmak istemekte, ancak yapılan anket sonuçları ve halkın artık çıplak gözlerle görünen sefaleti ve yoksulluğu nedeniyle, seçim kazanamayacağı korkusuna kapılmış olduğundan, mevcut seçim yasasında bir değişikliğe giderek, korkulu rüyası haline gelen Millet İttifakını dağıtacak, kendisini iktidarda bırakacak yeni bir seçim sistemini hazırlamış bulunmaktadır.
İktidarın tezi; 2023 seçimlerini de kazanarak, mutlak surette iktidarda kalmak ve soygun düzenini devam ettirerek, hesap vermekten kaçmak, bu nedenle de seçim sistemini değiştirmektir.
Mevcut iktidardan mutlu olmayan, özgürlüklerini, insanca yaşam haklarını yitiren, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasi krizden memnun olmayan halkımızın ve muhalefet partilerimizin, iş başındaki iktidarın, iktidarını sürdürmeye yönelik bu tezi karşısında, akılcı ve doğru bir sonuca ve senteze ulaşabilmek, iktidarı demokratik yolla iş başıdan uzaklaştırabilmek için, duygusallıktan uzak akılcı ve doğru bir antitez ortaya koymaları zorunludur.
İş başındaki siyasal iktidar; Millet İttifakını dağıtmak, ittifak bileşeni partilerin morallerini bozmak, milletvekili çıkarmak için gerekli oy sayıları yetersiz olan küçük partilerin; aldıkları oylarının çöpe giderek, artık oylardan yararlanarak ittifak içinde milletvekili çıkarmalarını önlemek, bu artık oyların üzerine konmak, HDP’yi seçimlere az bir süre kala kapattırarak, grup kursalar bile yeni bir parti oluşumu içinde seçimlere katılmasının önünü kapatarak, sözüm ona Kürt Vatandaşlarımızın oylarını geçersiz kılmak ve bu oyların üzerine oturmak ve bu şekilde seçim kazanarak hesap vermekten kaçmak amacıyla yeni bir seçim yasa değişikliğini Meclise sunma hazırlığına girişmiştir.
Her tezin bir antitezi vardır.
Millet İttifakının bileşenleri partilerin ve bu partilerin seçmen kitlesinin; akılcı ve sonuç alıcı, iktidarın tezini çürüterek bir doğruya (senteze) ulaşacakları bir antitez üreterek uygulamaya koymaları, inkar edilemez bir zorunluluktur.
İktidarın sunduğu yeni seçim yasasına göre, ittifaka katılan küçük patilerin baraj sorunları yoktur. İttifakın toplam oyları ülke barajını geçiyorsa, küçük partilerin getirilmek istenen %7 ülke barajının altında oy almalarının bir önemi olmamakla birlikte, yeni düzenleme ile küçük partilerin milletvekili çıkarabilmeleri zorlaşmakta ve her seçim çevresinde, milletvekili çıkarabilecekleri oyu tek başlarına almaları gerekmektedir.
Bu nedenle, yeni teklif yasalaşırsa, muhalefetin birleştiği Millet İttifakının; ittifakın da ötesinde, hayati olan bu seçimlere mahsus olmak üzere, yer yer parti ittifakına dönüştürülmesi, Millet İttifakına katılan küçük partilerin; en başta genel başkanları olmak üzere, makul sayılardaki ileri gelen üst düzey yöneticilerinin Meclise taşınabilmeleri için, Millet İttifakının lokomotifi ve en büyük partisi olan CHP ve ondan sonra gelen İYİ Parti listelerinden aday gösterilerek, özellikle aday gösterildikleri seçim çevreleri olmak üzere, küçük partilerin oy oranlarının düşük olduğu, oylarının çöpe giderek iktidara yarayacağı tüm seçim çevrelerinde, küçük partilerin tüm seçmenlerinin, parti farkı gözetmeksizin, CHP ve İYİ Partiye oy vermelerinin sağlanması konusunda, akılcı çalışma ve planlamaların yapılması ve iktidarın oyununun bozulması, zorunludur.
Bu seçimler, demokrasi ve hukuk devrimi olarak tarihe yazılacak ve ülkemiz demokratik seçimlerle, azınlık Cumhur İttifakının keyfi ve hukuk dışı yönetiminden ve işgalinden kurtarılacaksa, tek adama dayalı otoriter ve keyfi saray yönetimine son verilerek parlamenter sisteme dönmek, gerçekten ve samimi olarak isteniyor ve arzu ediliyorsa, bir defaya mahsus olmak üzere, akılcı düşünmek, duygusallığımızı ve parti aidiyetimizi bir kenara bırakmak, tüm aidiyetimizi; demokratik ve laik, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı Türkiye Cumhuriyeti üzerinde birleştirmek zorundayız.
HDP’ye oy veren sevgili Kürt vatandaşlarımız için de bir şeyler söylemeyi görev sayıyorum.
Siyasal iktidar; seçim yasasını değiştirerek ve HDP’yi kapattırarak, umduğu sonuca asla ulaşamayacaktır.
Kürt vatandaşlarımız, beğenin beğenmeyin, feraset sahibi, özgürlüklerden ve demokrasiden yana insanlardır. Onlar da, iş başındaki demokrasi ve özgürlük düşmanı siyasal iktidardan memnun değillerdir. HDP kapatılsa ve yerine kurulacak partinin seçimlere katılması engellense de, Kürt vatandaşlarımız; küsmeyecekler, oylarını, asla AKP ve Cumhur İttifakına vermeyecekler ve inadına sandığa giderek, mevcut muhalefet partilerinden seçim kazanmaya en yakın, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve demokrasiye inanmış en doğru partiye oylarını vereceklerdir.
Hele, EDİRNE cezaevinde yatmakta olan, gerçekten ülkesini seven, demokrasi ve özgürlük aşığı, duygularından arınmış, akılcı düşünebilen bir kişi var ki; iktidarın, her sıkıştığında can simidi gibi sarıldığı ÖCALAN yerine, onun telkin ve tavsiyelerine değer veren Kürt Vatandaşlarımız, İstanbul’un kazanılmasındaki vatanseverliklerini, 2023 seçimlerinde de göstereceklerdir, bundan en ufak bir şüphemiz yoktur.
Güner Yiğitbaşı
21/03/2022
Hukukçu