Sığınmacı Karşıtlığı Irkçılık Değil Ülke Severliktir

Sığınmacı Karşıtlığı Irkçılık Değil Ülke Severliktir

Şunu herkes, özellikle de siyasal iktidar,  çok iyi bilmelidir ki; Sığınmacı karşıtlığı,  asla ırkçılık ve yabancı düşmanlığı değil, milliyetçiliktir, ülkesini ve vatanını sevmektir. 

Aksini savunanlar ise; vatan, millet ve Türk düşmanı gafillerdir. 
Ülke,  yolgeçen hanına, çöplüğe döndü, bu iktidar sayesinde. 
Bu konuyu, sığınmacı istilasını gündeme getiren,  mülteci tehlikesini kısa filmle anlatan gazeteci Hande KARACASU,  bir gece yarısı gözaltına alınmıştır bu ülkede. 
Gazeteci Hande KARACASU ne yapmıştır, ne suç işlemiştir?
Sığınmacılar tarafından ülkenin istila edildiğini ve ileriye dönük olarak bunun ülkemizde yaratacağı yaşamsal tehlikeleri gündeme getirerek, ülkemizi sığınmacıların işgaline uğratan iş başındaki iktidarı uyarmış ve gazetecilik görevini yapmıştır. 
Sığınmacıları, ülkemiz yeteri kadar ağırlamış,  kendilerine maddi ve manevi destek sunmuş olup, sığınmacıların ülkemize kalıcı olarak yerleşmeleri, vatandaş yapılmaları, olduğundan fazla üremeleri, ülkemizin demografik yapı ve dengesini bozmaya,  ülkemiz adeta içeriden işgal edilmeye başlanmıştır. 
Ülkemizdeki, başka ve farklı  ırklardan,  özellikle Suriye kökenli sığınmacıların yarattıkları tehlikeye dikkat çekmek ve buna bir çözüm bulunmasını talep etmek, asla ırkçılık ve yabancı düşmanlığı değil, bilakis milliyetçilik ve ülke severliktir.  
Bu ülkenin Türk kökenli yurttaşları; yıllardan beri bu ülkenin öz be öz eşit yurttaşı ve sahibi olan, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında ülkemizin kurtuluşu için canlarını feda eden Kürt kökenli yurttaşlarımızla,  barış içinde ve kardeşçe yaşamış, kız alıp vermiş, et ve tırnak haline gelmiş ve asla ırkçılık yapmamış, ”NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözleriyle ifadesini bulan Atatürk ve Türk Milliyetçiliği ülküsünü benimseyerek,  aynı ülkeyi yurt edinmişlerdir. 
Bu realite de göstermektedir ki; Türk etnik kökenli olan Türk Vatandaşları;  asla, ırkçı değildir, Türk ırkının üstünlüğünü savunmamaktadır. 
Alman ırkının ari ve üstün bir  ırk olduğunu savunan, başka ırkları hakir gören ve yaşam hakkı tanımayan, Dünyayı istilaya kalkışan Hitler ve Nazi Milliyetçiliği ile Atatürk’ün tanımladığı, ülkemiz ile sınırlı olan,  ulusal Türk Milliyetçiliğini,  hiçbir gafil birbirine karıştırmamalıdır. 
Atatürk’ün tanımladığı Türk Milliyetçiliği; ülkemizin sınırları içinde geçerli olup, istilacı, diğer ırklara üstünlük taslayan, diğer ırkları aşağılayan ve ortadan kaldırmaya çalışan, Türk Irkına ve Türk Irkının üstünlüğüne dayalı bir milliyetçilik değildir, Türk Milletinin ve ülkesinin yararına düşünmek ve çalışmak,  Türk Milliyetçiliğidir. 
Bu milliyetçilik anlayışı, sınırların açılmasına, sınırların kevgire çevrilmesine, ırkları ne olursa olsun ülkemizin yabancılar tarafından istila edilerek tanınmaz hale getirilmesine, ülkemizin sosyolojik, kültürel ve demografik yapısının değiştirilmesine ve içeriden silahsız ve topsuz işgal edilmesine,  asla izin veremez. 
Herkes haddini bilmeli, siyasi çıkarları için ülkemizin sığınmacılar tarafında istila edilerek, içeriden savaşsız bir şekilde işgaline asla göz yummamalıdır. 
Aksine her davranış ve görüş açıklamak; ülkesini ve milletini seven,  gerçek Atatürk ve Türk Milliyetçilerini, ırkçılıkla ve yabancı düşmanlığıyla suçlamak,  Türk Vatanına ve Türk Milletine ihanet olup,  büyük suçtur. 
Utanacak ve gerçek suçlu olanların, güçlü çıkmaya çalışmaları, Türk Vatanına sahip  çıkarak, sığınmacı istilasının tehlikelerini gündeme getirenleri,  yabancı düşmanı ve ırkçılıkla suçlamaları, büyük bir aymazlık ve  insanlık ayıbıdır.  

Güner Yiğitbaşı

05/05/2022
Hukukçu

Bir Cevap Yazın

siegram sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et